“ Yaşamının örümcek ağını ören insanın kendi değildir. O, bu ağda sadece bir teldir. Bu ağa yaptığı her katkıyı, aslında kendi kendine yapmıştır.”
(Kızılderili Reisi Seattle )
SEVGİLİ BİLGESU;
ALİ UYSAL YAŞAM ŞEKLİMİ DEĞİŞTİREN
**KÖY ÖĞRETMENLİĞİ MUCİZESİNİ
RUHUMLA BÜTÜNLEŞTİREN BANA GÖRE
TOROSLARDAN GELEN BİR NEHİR…
BİR FİLOZOF…
Öğretmenim,
ALİ UYSAL
Öğretmenim Ali Uysal Beyefendi için bir yazı yazmam istendiğinde duygularım
gökkuşağına dönüştü… Yazabilir miydim? Bu derinliği yazıya dönüştürebilir miydim?
Bilemiyorum… Yıllardır O’nun peşinde yürüdüm… 1964 – 2015……
Beyefendiye teşekkürüm sonsuz… Sular akıyor; derelerde, ırmaklarda, nehirlerde buluşuyor…
Yıllar sonra olsa bile… Ali UYSAL’ı anlatmak öyle kolay mı ?... O, bir OKYANUS bir EVREN…
Yaşamıma yön veren ilk buluşma:
1964 yılı… Giresun Kız İlköğretmen Okulu giriş sözlü sınavı…
Soru Ali Bey’den geliyor: ''Okuduğunuz son kitaplar'' yanıtım: ''Desiree ve Sefiller''…
Kitapların içeriğinden sorular ve yanıtlarım… Çok kısa bir süre içinde 1.sınıfta karşılaşmamız.
Ve bir kompozisyon sınavı. Konu serbest. Heyecanım dorukta. Birkaç gün sonra sınav
kağıtlarının değerlendirilmesi, adımın okunup tahtaya kaldırılmam, şu anda okuduğum kitabın
adının sorulması… yanıtım ''Madam Bovary’yi okuyorum'' övgü dolu sözleriniz…
Ruhumda DERİNLİĞİNİZE pencere açılıyor…
Ve sayfalar yavaş yavaş açılıyor: ÖZTÜRKÇE – öztürkçe diyorsunuz hep.
Sen kendini bilmezsen, Ya nice okumaktır.
Yunus Emre der hoca, Gerekse bin var hacca,
Hepisinden iyice, Bir gönüle girmektir.''
Karac’oğlan Evreni;
Deli gönül abdal olmuş Gezer Elif Elif deyi
İliklemiş düğmelerin Çözer Elif Elif deyi.”
1789 Fransız Devrimi: İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi, Fransız aydınlarının etkileri.
Monteskiyö, Voltaire, Diderot, J.J.Rousseau. 1789 ve 1923 Devrimleri aradaki boşluk…
Namık Kemal, Tevfik Fikret ve oğlu Haluk. İdealleri (nasıl etkilenmiştim).
Recaizade Mahmut Ekrem ve oğlu Nijad… Abdülhak Hamit’in Makber şiiri…
İdeallerin, sevgi duygularının, yaşamın gerçekleri karşısında dışavurumları…....
MUSTAFA KEMAL – KEMALİZM – ATATÜRK – AYDINLANMA………
Köy ve köylünün kalkınması…
(Öğretmenlik yıllarımda öğrendiğim Köy Enstitüleri Mucizesi gerçeği )…
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun YABAN romanı. Köylü – Aydın gerçeği…
Hitabet sanatı konusu ile ilgili anımı; Gazeteci, yazar, fotoğraf sanatçısı Uğur Oral Beyefendi’nin
makalesine yazdığım yorum satırlarım ile size aktarıyorum:
(Anlatmak Ve Dinletmek makalesi 25 Şubat 2015 )…
Bu nefis yazınızla beni öğretmen okulu yıllarıma ( 1964-1967 ) taşıdınız.
Edebiyat Öğretmenim Ali Uysal Beyefendi; (Kendilerini saygı ile anıyorum.)
Marcus Antonius’un, Jul Sezar’ın katli ardından halka yaptığı konuşmayı anlatmış ve
seslendirmişti. Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Nutku’nu, Mustafa Kemal’in sesine benzeterek
okumuştu sanki dün gibi …
Sözlü ve yazılı sınavlarınız bir başka türlü olurdu. Ezber hiç yoktu. Anlatırdınız bizden
yorum isterdiniz. Dersin son yirmi dakikasında, bir arkadaşımız verdiğiniz romanı sesli olarak
okurdu (İki şehrin hikayesi) ve okunan bölümle ilgili yorumlar yapılırdı. Acılar olmadan
yaratının olamayacağını söylerdiniz.
İlk görevimi yaptığım köy okuluna gelişleriniz benim ödülüm olurdu. Sınıfımda portakal
sandığından yaptığım kitaplık köşem sizden aldığım, Varlık yayınları ile zenginleşti. Mavi ve
kırmızı kaplama kağıtları ile tüm kitapları kaplayıp, etiketler yapıştırıp bir de numara
verdiğimde mutluluğun resmini çizmiştim. Sınıfımın kitaplığı ve üzerinde babamın armağan
ettiği sarı yaldızlı Atatürk büstü… Yanında öğrencilerin okudukları kitapların adlarını ve
tarihlerini yazdıkları defter… Beğeninizi son derece ciddi söylerdiniz.
Sevgili ve çok değerli Öğretmenim; Tüm yazdıklarım sizi anlatmaya çalıştığım damlalar...
Bir Evren’i anlatabilmek… Hiç ama hiç kolay değil…
24 Kasım Öğretmenler Günü dergisinde (1985 yılı) ''Yüce Meslek'' adlı
deneme yazımda şöyle seslenmiştim: “….....Toplum için çalışmayı ilke edinmeyi,
Atatürkçülük bilincini ruhlarımıza yerleştiren Edebiyat Öğretmenimiz Sayın Ali Uysal........”
Hepsi, öğrencilerinin içinde yer etmiş kutsal bir varlık olarak değerlerini her geçen gün
artırıyorlar…
Sevgili Öğretmenim;
İlk Aydınlanma okulum Baba Evi’mdi… İkinci Aydınlanma okulum ise
Öğretmen Okulu oldu… Kimliğim İNSAN… (Ataol Behramoğlu’nun dediği gibi)
Anadolu toprağını , Anadolu çocuğunu hep yeşertmek istedim. Bu ülkede bağımsız
yaşamamız için canını veren her bireye her şehide kendimi borçlu hissettim…
Bu borcu ödemeye hiçbirimizin ömrü yetmez…
Ülkem ağlıyor Öğretmenim!... İçim ağlıyor Öğretmenim!...
Sizi televizyon ekranında görmüştüm. Nazım’dan satırlar okuyordunuz.
Vakur… Bir Nazım Hikmet Ran gibi… Bir Mustafa Kemal gibi…
“Şanlı yurdum her bucağın şenle dolsun
Yurdum seni yüceltmeye andlar olsun”
( Öğretmen Marşı’ndan )
“ Kimliğim İNSAN “ ruhu ile yaşamanın bedeli çok ağır ÖĞRETMENİM.
Ellerinizden
öpüyorum…
Öğrenciniz
Müyesser Eren Karaibrahim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder