Ali UYSAL


    O BİR FİLOZOF………………

    Siz Torosların Yörük Kahramanısınız…

    İNSANCIL  mucizesini yaratan Cengiz GÜNDOĞDU da

    benim filozofum. O’na güç veren Berrin TAŞ da filozofum…

    Ali UYSAL da benim filozofum…

    Halk tv. izlencesi ile sizinle yeniden buluştum...

    Coşmanızı bekledim. Siz kurallara uydunuz ve sakin kaldınız…

    Serhan Asker sizi tanımamış belli ki…

    Umarım bir gün sizi tanıyacak…

                                *****

        Ben kurallı cümlelerden kuralsız cümlelere geçiş yaptım. Elbette TÜMCE yazmalıydım… Seksenli yıllar öz Türkçeyi de yok etti…

        Tarih derslerimize de katıldınız. Bir başka anlatıyordunuz. Kitaplar başka yazıyordu siz başka anlatıyordunuz. Ezber yoktu… Ön lisans sınavlarımda Ahmet Mumcu farklı uyandırdı beni sizin gibi…

       Cengiz Gündoğdu yazıları beynimi silkeledi.

       Panorama da Yakup Kadri:

Cumhuriyet aydınlarının durumlarını anlatıyor. Devrimin ilk aydınları Cumhuriyete kanat gererlerken altın dönemi yaşatmışlar, sonraki aydınlar ise bugünlerin doğuşunu hazırlamışlar…

Ne acı ki…

Ben, dedemiz, çocuklarım ve torunlarım bizler için canlarını veren şehitlerimize borcumuzu ödemeye çalışıyoruz.

SİZE MİNNETTARIM

                              Müyesser Eren Karaibrahim

                                               Öğrenciniz

 

 

 

             AYDINLANMA için KALKIŞMA


    “……..İşte o gün Schiller’in özlediği, tasarımını yaptığı estetik dünya kurulacak…

   O gün kurumuş sarı bir yaprak, incilerle süslenmiş bir mücevherden daha değerli sayılacak.

  Masal anlatmıyorum. Geleceğin insanını anlatıyorum.”


Yukarıdaki satırlarla bu muhteşem kitap aydınlanma yolculuğuna İZ’ini belgeliyor.

 

   Sevgili Gülay Yeşilipek , bu değerli kitabı armağan etti bir süre önce. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Kitabı okuduktan sonra düşüncelerimi yazmamı istedi.

  Okumak ayrı bir yolculuk… Okuduklarımı anlayabilmek ve de yazıya dökebilmek apayrı bir yolculuk… Ustalara yazı yazabilmek hiç de kolay değil bana göre…

  Gülay Hanım sayesinde tanıdığım Cengiz Gündoğdu Hoca; çok derinlerden seslenmiş… Seslenmiş ve paçavraları silkelemiş uyanmaları için… Gerçek aydınlığı görebilmeleri için…

     Geçirdiği ameliyat öncesi ve sonrası ruhunda ve bedeninde yaşadığı değişimler nasıl da gerçek anlatılmış… Kitabı ders çalışır gibi okudum, yudumladım… Bir kez okumak asla yetmez…

 

    Nurullah Ataç;

   Cengiz Gündoğdu; İNSANCIL  Yayınları, Özgür Üniversite, İnsancıl Atölyeleri…

   Aydınlanma yolunda uzun bir yolculuk…

  ‘İnsancıl’a’ dokunduğumda ‘Varlık’ kokusunu almıştım derindennn…

 

  “Ben yıllarca Homo sapiense karşı savaşım verdim.”  Diyorsunuz. Homo sapiense karşı savaşım KENDİ olma savaşımıdır. Dünyanın en zor savaşıdır (e.e.cummings)

    Ne mutlu; dayanılmaz acılarla Homo sapiens sapiense geçişi başaranlara…

 

   “Ben kapitalist olmamayı seçmiştim.” diyorsunuz. İyileşme sürecinde Dergi ve Atölyede yıllarca verdiğiniz Aydınlanma çabanızın çöküntüye uğradığını görüyor, ACI çekiyorsunuz. Berrin Taş dokunuyor yüreğinize ve size güç veriyor. Bu tür çöküşlerde verilen Güç’e öyle gereksinim duyulur ki… Yeniden DOĞUŞ başlar…

 

      8. ve 12. yüzyıllarda altın devrini yaşayan İslam Uygarlığının çöküş nedenlerini yalın bir şekilde açıklamışsınız….

      “Meşale 12. yüzyılda söndü.” “Bilim geleneğini sürdüremeyen Doğu, Homo sapiens noktasında kaldı.” demişsiniz… Ne büyük bir uçurum…

       Bu uçurumu kapatmaya çalışan bir çılgın, bir deha, bir evren; MUSTAFA KEMAL ATATÜRK…

       Hiç anlaşılamadı… Yapayalnızdı… Oysa O bir ARMAĞANDI… O’nu eleştiren gerçek aydınlar bile yıllar sonra yanıldıklarını dile getirdiler. Artık her şey ÇOK GEÇ…

      Kitabınız bir Sözlük ve Ansiklopedi oldu bana. Yazılacak ve de anlatılacak muhteşem öğretiler dans ediyorlar içeriğinde… Sayfalar katlandı, satırlar çizildi. Belki bir gün karşılaşırım ve imzalatırım.

    Thales ile başlayan BİLGELİK yolculuğunuz hep sürgün versin…


        Sevgili Gülay Hanım;

        Ödevimi yapmaya çalıştım. Ölçme ve değerlendirmenizi bekliyorum. Yetersizliğimi hoş göreceğinizden eminim.

        Umarım bir gün kurumuş sarı bir yaprak, incilerle süslenmiş bir mücevherden daha değerli sayılacak ve özlediğimiz ESTETİK  DÜNYA  kurulacak …

        Bu Aydınlanma yolculuğunda, Vedat Günyol’un, Talat Sait Halman’ın, sizlere sevgi ile

gülümsediklerinden eminim…

 

                                                                          Müyesser Eren Karaibrahim



“ Yaşamının örümcek ağını ören insanın kendi değildir. O, bu ağda sadece bir teldir. Bu ağa yaptığı her katkıyı, aslında kendi kendine yapmıştır.”

(Kızılderili Reisi Seattle )

 

 

SEVGİLİ BİLGESU;

ALİ UYSAL YAŞAM ŞEKLİMİ DEĞİŞTİREN **KÖY ÖĞRETMENLİĞİ MUCİZESİNİ

RUHUMLA BÜTÜNLEŞTİREN BANA GÖRE TOROSLARDAN GELEN BİR NEHİR…

BİR FİLOZOF…

 

 

                                      Öğretmenim, ALİ  UYSAL

                Öğretmenim Ali Uysal Beyefendi için bir yazı yazmam istendiğinde duygularım gökkuşağına dönüştü…  Yazabilir miydim?  Bu derinliği yazıya dönüştürebilir miydim? Bilemiyorum… Yıllardır O’nun peşinde yürüdüm…  1964 – 2015... Yıllardır hissettim…   Beni bu görevle onurlandıran  değerli  öğretmen arkadaşım Bekir Deniz Beyefendiye teşekkürüm sonsuz… Sular akıyor; derelerde, ırmaklarda, nehirlerde buluşuyor… Yıllar sonra olsa bile… Ali UYSAL’ı anlatmak öyle kolay mı?... O, bir OKYANUS bir EVREN… Derinliklerini yazabilmek kolay mı?...

                Yaşamıma yön veren ilk buluşma:

                1964 yılı… Giresun Kız İlköğretmen Okulu giriş sözlü sınavı… Soru Ali Bey’den geliyor: ''Okuduğunuz son kitaplar'' yanıtım: ''Desiree ve Sefiller''… Kitapların  içeriğinden sorular ve yanıtlarım… Çok kısa bir süre içinde 1.sınıfta karşılaşmamız. Ve bir kompozisyon sınavı. Konu serbest. Heyecanım dorukta. Birkaç gün sonra sınav kağıtlarının değerlendirilmesi, adımın okunup tahtaya kaldırılmam, şu anda okuduğum kitabın adının sorulması… yanıtım ''Madam Bovary’yi okuyorum'' övgü dolu sözleriniz…

                Ruhumda DERİNLİĞİNİZE pencere açılıyor…

 Edebiyat ve Tarih yan yana, iç içe… Bir su gibi akıtıyorsunuz içimize… Ve sayfalar yavaş yavaş açılıyor: ÖZTÜRKÇE – öztürkçe diyorsunuz hep.

 Yaşar Nabi Nayır… VARLIK yayınları …


                 Yunus Emre Evreni;

                 ''İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir,

                   Sen kendini bilmezsen, Ya nice okumaktır.

                   Yunus Emre der hoca, Gerekse bin var hacca,

                   Hepisinden iyice, Bir gönüle girmektir.''


                   Karac’oğlan  Evreni;

                 ''İncecikten bir kar yağar Tozar Elif Elif deyi

                   Deli gönül abdal olmuş Gezer Elif Elif deyi

                   Karac’oğlan eğmelerin Gönül sevmez değmelerin

                   İliklemiş düğmelerin Çözer Elif Elif deyi.”

 

1789 Fransız Devrimi: İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi, Fransız aydınlarının etkileri. Monteskiyö, Voltaire, Diderot,  J.J.Rousseau. 1789 ve 1923 Devrimleri aradaki boşluk…

 Namık Kemal, Tevfik Fikret ve oğlu Haluk. İdealleri (nasıl etkilenmiştim). Recaizade Mahmut Ekrem ve oğlu Nijad… Abdülhak Hamit’in Makber şiiri… İdeallerin, sevgi duygularının, yaşamın gerçekleri karşısında dışavurumları… İlyada Destanı… Albert Schweitzer’in Afrika yolculuğu ve yaşamı (nasıl etkilenmiştim).

MUSTAFA KEMAL – KEMALİZM – ATATÜRK – AYDINLANMA………

Köy ve köylünün kalkınması… (Öğretmenlik yıllarımda öğrendiğim Köy Enstitüleri Mucizesi gerçeği )… Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun YABAN romanı. Köylü – Aydın gerçeği… Hitabet sanatı konusu ile ilgili anımı; 
Gazeteci, yazar, fotoğraf sanatçısı Uğur Oral Beyefendi’nin makalesine yazdığım yorum satırlarım ile size aktarıyorum: (Anlatmak Ve Dinletmek makalesi 25 Şubat 2015)… Bu nefis yazınızla beni öğretmen okulu yıllarıma (1964-1967) taşıdınız. Edebiyat Öğretmenim Ali Uysal Beyefendi; 

(Kendilerini saygı ile anıyorum.) Marcus Antonius’un, Jul Sezar’ın katli ardından halka yaptığı konuşmayı anlatmış ve seslendirmişti. Cumhuriyet’in  Onuncu  Yıl  Nutku’nu, Mustafa Kemal’in sesine benzeterek okumuştu sanki  dün gibi …

              Sözlü ve yazılı sınavlarınız bir başka türlü olurdu. Ezber hiç yoktu. Anlatırdınız bizden yorum isterdiniz. Dersin son yirmi dakikasında, bir arkadaşımız verdiğiniz  romanı sesli olarak okurdu (İki şehrin hikayesi) ve okunan bölümle ilgili yorumlar yapılırdı. Acılar olmadan yaratının olamayacağını söylerdiniz.

               İlk görevimi yaptığım köy okuluna gelişleriniz benim ödülüm olurdu. Sınıfımda portakal sandığından yaptığım kitaplık köşem sizden aldığım, Varlık yayınları ile zenginleşti. Mavi ve kırmızı kaplama kağıtları ile tüm kitapları kaplayıp, etiketler yapıştırıp bir de numara verdiğimde mutluluğun resmini çizmiştim. Sınıfımın kitaplığı ve üzerinde babamın armağan ettiği sarı yaldızlı Atatürk büstü… Yanında öğrencilerin okudukları kitapların adlarını ve tarihlerini yazdıkları defter… Beğeninizi son derece ciddi söylerdiniz.

            Sevgili ve çok değerli Öğretmenim; Tüm yazdıklarım sizi anlatmaya çalıştığım damlalar... Bir Evren’i anlatabilmek… Hiç ama hiç kolay değil…

                 24 Kasım Öğretmenler Günü  dergisinde (1985 yılı) ''Yüce Meslek'' adlı deneme  yazımda şöyle seslenmiştim: “… Toplum için çalışmayı ilke edinmeyi, Atatürkçülük bilincini ruhlarımıza yerleştiren Edebiyat Öğretmenimiz Sayın Ali Uysal...” Hepsi, öğrencilerinin içinde yer etmiş kutsal bir varlık  olarak değerlerini her geçen gün artırıyorlar…

                Sevgili Öğretmenim;

                İlk Aydınlanma okulum Baba Evi’mdi… İkinci  Aydınlanma okulum ise Öğretmen Okulu oldu… Kimliğim İNSAN… (Ataol Behramoğlu’nun dediği gibi)

           Anadolu toprağını, Anadolu çocuğunu hep yeşertmek istedim. Bu ülkede bağımsız yaşamamız için canını veren her bireye her şehide kendimi borçlu hissettim Bu borcu ödemeye hiçbirimizin ömrü yetmez… 

Ülkem ağlıyor Öğretmenim!... İçim ağlıyor Öğretmenim!...   

Sizi televizyon ekranında görmüştüm. Nazım’dan satırlar okuyordunuz. 

Vakur… Bir Nazım Hikmet Ran gibi…  Bir Mustafa Kemal  gibi…


                   “Şanlı yurdum her bucağın şenle dolsun

                     Yurdum seni yüceltmeye andlar olsun”

                             ( Öğretmen Marşı’ndan )        

                         

“ Kimliğim İNSAN “ ruhu ile yaşamanın bedeli çok ağır ÖĞRETMENİM.

   Ellerinizden öpüyorum…

                                                          Öğrenciniz

                                             Müyesser Eren Karaibrahim

 

Bekir Deniz Öğretmenim yazı istemeseydi 💦 Ali Uysal 💧 mektubum doğmazdı.

Bu nedenle Bekir Bey'e minnettarım.






Eşi Suna Hanım'a

Sevgili Suna Hanım,
Öğretmenimle buluşabilmek rüya gibi🌈
Sizinle de tanışmak gurur verici. Selânik köklerinde buluştuk.
Anılarla dolu ailelerimizin yaşamları
Babalar dost.
Anneler dost.
Aileler cancana...
Hocam sizi çok sevdi. Siz de O'nu.
Sizinle mutlu olmuş.👍♥

Ben Ali Bey'i çok aradım💫✨
Siz de çok iyi bakmışsınız filozofumuza.🍁💚




Hocam özgün bir video iletti.
O hep öğretir.




Suna Öğretmenim,
Hocamızı çok iyi bakmışsınız.
Sizi sevgiyle kucaklıyor ve öpüyorum.

Sonsuz sevgi ile




Fotograf Cahide KARAKILIÇ








Faik Karakılıç Armağanı. 3 Temmuz 2017 Giresun✨💫














Ben Mustafa Necati'nin öğrencisiyim.

Ben bir köy öğretmeniyim...
Baba evimde adım Küçük Hanım'dı.
Yardımcımız Fatma Bacı beni omuzlarında gezdirirdi.
Köy evime geldiğinde şaşırdı." Küçük hanımım...
Miserim buralarda ne yapıyorsun" dedi ve ağladı.
Ben güldüm. "Ben iyiyim" dedim.







İletiyle Gelen Yorumlar


        Değerli meslek büyüğüm; Ali Uysal ile ilgili yazınızı açtım ve zevkle okudum Tevazuyu elinden bırakmayan saygıdeğer büyüğüm; Öğretmen okulu yıllarınızı, Ali Uysal'ın edebiyat üzerine öğrencilerine ve size kazandırdığı kazanımları o kadar çok güzel anlatmışsınız ki; Ali Uysal öğretmenin öncülüğünde edindiğimiz VARLIK yayınları ve TDK yayınları olan Türk Dili Edebiyat Dergisi sayesinde dilimizi öz-Türkçe olarak düzelttiğimiz gibi, kültürel olarak beynimizde zenginleştirdiğimizi o kadar güzel anlatmışsınız ki, yaşanmış bir olay anlatılırsa; ancak bu kadar güzel anlatılabilir. Ve izniniz olursa bu güzel anlatıma hiçbir sözcük ilave etmeden, duygu ve düşüncelerinize aynen katıldığımı belirtmek isterim. Sevgi dolu selam ve saygılarımı iletiyorum...Şaban KARAKAYA


        Müyesser beni abartmışsın. Benim için onur verici; ama doğru mu? Beni asıl ilgilendiren anlatımındaki olağanüstü başarı. O ne güzel anlatım. Bu anlatımla kitaplar yazmalısın. Bu yazıyı da internette yayınla. Benim yayınlamam doğru olmaz. Çok başarılı olduğu için de ziyan olsun istemiyorum. Sonuç olarak çöktüm.  Teşekkür eder anlatımdaki başarın için de yürekten kutluyorum. Ali UYSAL


    Müyesser Öğretmenim;  öğretmenimiz Ali Uysal için yazmış olduğunuz yazınızı gururla okudum. Yazınızda öğretmenimizin eğitimciliği yanında, öğrencilerine  ne gibi beceriler kazandırdığınıda anlatmışsınız. Bu becerilerin en güzel olanı tüm öğrencilerine kitap okuma alışkanlığı kazandırmasıdır. Yazınızı okurken bir başka gururumda bu kadar güzel bir anlatım yazısının altında meslektaşım olarak sizin imzanızın olması oldu. Bundan sonraki yazılarınızı aynı duygularla 
okumak için size sağlık ve kolaylık diliyor, saygılar sunuyorum.  Bekir DENİZ  





3 yorum:

  1. MUHTEREM ÖĞRETMENİM...
    ALİ UYSAL...
    BENİM FİLOZOF'UM...

    BEN,SİZİ ABARTMADIM...
    BEN,SİZİN GERÇEĞİNİZİ GÖRDÜM...
    FARK ETTİM...

    BANA BİRÇOK GÖREV VERDİNİZ.
    OKUL RADYOMUZUN SUNUCULUĞU...
    KABUL ETMEDİM.
    KIZDINIZ...
    BU GÖREVLER BENİM DERS ÇALIŞMAMI ENGELLERDİ.
    İYİ BİR DİPLOMA ALMAM GEREKLİYDİ ÖNCE...

    BAŞARDIM...
    OKULUMU 2.OLARAK BİTİRDİM...

    YILLARCA SİZİ ARADIM...

    BUGÜN...MUTLULUĞUMU
    ANLATABİLECEK SÖZCÜK YOK...

    KİTAP YAZMAMI ÖNERDİNİZ...
    KİTAP YAZMAK İÇİN HAZIR DEĞİLİM...

    HELE İNSANCIL FİLOZOFUM CENGİZ GÜNDOĞDU ÖĞRETİLERİNİ
    OKUDUKTAN SONRA GERÇEKÇİ YAZABİLMEK MUTLAKA DERS ALMAYI
    GEREKTİRİR...
    BUNA HAZIR DEĞİLİM...

    ELLERİNİZDEN ÖPÜYORUM...

    ÖĞRENCİNİZ;
    MÜYESSER EREN

    YanıtlaSil
  2. DEĞERLİ ÖĞRETMENİM,
    ŞABAN KARAKAYA...

    YORUMUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM.
    BEN MESLEKİ YAŞAMIMDA,MÜFETTİŞ BELGELERİMİ SAYMAZSAM
    BİR MESLEKTAŞIM OLARAK YALNIZCA SİZDEN DOST YAZISI ALDIM.
    BEKLEMİYORDUM.SOHBETİMİZ YETERLİ DEĞİLDİ.BİZ KİŞİSEL YAPI OLARAK BİRBİRİMİZİ KORUMAYIZ VE DESTEK VERMEKTEN KORKARIZ...BEN BİLİNCİ KİŞİLİĞİMİZİ ELE GEÇİRMİŞ OLUP ARKADAŞIMIZIN BAŞARISINDAN KORKARIZ...BU NEDENLE BİR ADIM BİLE YOL ALAMADIK...
    SİZİN YAZINIZI OKUYANLAR HEM DE EN YAKIN DOST BİLDİKLERİM BANA ATATÜRKÇÜ DEMENİZİ BİLE ÇOK GÖRDÜLER...ACIMASIZCA ACITTILAR...YALNIZCA SUSTUM...YANIT VERMEDİM...DEĞERLİ YAZINIZIN DEĞERİNİ ZEDELEMELERİNE İZİN VERMEDİM...
    BİZ BİLİNCİ EMEK VE EYLEM İSTER...
    KİŞİ EYLEMİ KADAR FARK EDİLİR...
    SOSYOLOJİ ÖĞRETMENİM,ABDULLAH GÜNGÖR," ÖĞRETMEN EKONOMİK OLARAK ZENGİN OLAMAZ."DEMİŞTİ...
    BİZ TOPLUMUN DEĞİL BEN BİLİNCİ ZENGİNLİĞİNİ ÖNCELİK VERDİK...BUGÜNKÜ BEYİN YOKSULLUĞUMUZ HİÇ ÖNEMLİ OLMADI...
    SİSTEME YENİK DÜŞTÜK...PAYLAŞMAK YERİNE BİRBİRİMİZİ YOK ETTİK...VE BU DURUM SÜRÜYOR...İYİ ÖRNEKLER ÖRGÜTLENEMEDİ...

    ÖĞRETMENİM BEN İLK OLARAK AKSU-SEKA'DA DEĞİL YAĞMURCA KÖYÜ'NDE GÖREVE BAŞLADIM...SONRA YALIKÖY-AĞRI MERKEZ VE KÜRT ÖĞRENCİLERLE TANIŞMA...TEKRAR YALIKÖY...SONRA AKSU-SEKA (KURUCU MÜDÜR-YAŞ:25)...

    BANA YAZDIĞINIZ YAZINIZI VE BENİM YANITIMI BLOG SAYFAMDA YAYINLAYACAĞIM...

    KAHRAMANIMIZ FİLOZOF ALİ UYSAL HOCAMIZ...

    SAYGILARIMLA...

    MÜYESSER EREN KARAİBRAHİM.

    YanıtlaSil
  3. DEĞERLİ ÖĞRETMENİM,
    BEKİR BEY...

    BENDEN ALİ UYSAL İLE İLGİLİ YAZI İSTEMENİZ BENİ ONURLANDIRDI.SAYENİZDE BU MUHTEŞEM YOLCULUK BAŞLADI.
    SİZ TIPKI ŞABAN BEY GİBİ ARKADAŞINIZIN SEVİNCİNİ PAYLAŞIYORSUNUZ.BİZ BİLİNCİ İÇİNDESİNİZ...
    İYİ Kİ BULUŞMUŞUZ.
    STAJ OKULU YALIKÖY'DE TANIŞTIK .
    KAHRAMANIMIZ ALİ UYSAL,SABİH BEDÜK ,NURİ HAYAT,ABDULLAH GÜNGÖR VE BİRÇOK...
    SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

    MÜYESSER EREN KARAİBRAHİM

    YanıtlaSil

  Rauf   İnan’ı   Okumak    ( 1990 yılına ait bir deneme yazımdan )                                      “Bir süredir,Rauf İnan’ın ‘KÖY ...